Koronavirüs salgınının dünyada ve Türkiye’de yayılmasıyla birlikte yanlış bilgi de yine önemli bir gündem maddesi oldu. Hastalıktan korunduğumuz gibi yanlış bilginin olumsuz etkilerinden korunmak için de belirli yöntemler bulunuyor. Bu yazıda o yöntemleri derledik.
1.Hastalık konusunda temel bilgileri öğrenin.
Hastalığın belirtileri nelerdir? Nasıl yayılır? Hangi hastalıklara benzer? Tedavisi ve korunma yolları neler? Bu soruların cevaplarına dair temel bilgileri edinin. Hastalık hakkındaki bilgileriniz ne kadar çok olursa, internetteki yanlış bilgileri tespit etmek için o kadar hazır olursunuz. Sadece bunun yetersiz kalabileceğini de bilin. Rehber olarak Sağlık Bakanlığı, Koronavirüs Bilim Kurulu, Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri ve Dünya Sağlık Örgütü açıklamalarını takip edin.
2.Hastalığın önceden planlandığını öne süren komplo teorilerinden uzak durun.
Erken evrelerde, özellikle yeni bir hastalıksa salgının nerede başladığını söylemek zor olabilir. İşte komplo teorileri burada devreye girer. Koronavirüs hakkında, hastalığın biyolojik silah olduğu, laboratuvarda oluşturulduğu veya para kazanmak için iktidarlar ya da küresel güç merkezleri tarafından planlandığı iddiaları ortaya atılır. Bu asılsız iddiaları paylaşarak yaygınlaştırmamaya özen gösterin. İşte bir örneği:
Komplo teorilerini en çok besleyen ikinci kaynak ise film, dizi ve çizgi romanlardır. Hayal gücüne ve gerçek bilgileri senaryolaştırmaya dayanan bu ürünlerdeki bazı sahne ve bölümler, kriz durumlarında ortaya çıkarılarak “önceden biliyorlardı” yorumlarının yapılmasını kolaylaştırır. Güney Kore yapımı dizi bunun bir örneği. My Secret Terrius adlı dizideki sahnede biyolojik saldırıdan bahsediliyor ve Koronavirüs ayrıntısı veriliyor. Ancak bu tür iddialara Koronavirüs’ün 1960’lı yıllardan bu yana insanlarda görüldüğü ve tanımın bir çok yerde kullanıldığını bilerek bakmak komplo teorilerine karşı sizi koruyabilir.
3. Şüpheli görsel ve videoları teyit edin.
Salgın hastalıklar gibi kriz dönemleri, ilgisiz veya yanıltıcı görseller üretmek için en uygun dönemlerdir. Hastalıktan etkilenen insanları veya hükümetlerin açıklamalarını gösterdiğini iddia eden görüntü veya videolara karşı şüpheci olun. Sosyal medyada karşılaştığınız şüpheli fotoğraf, görsel veya videoların aslını ya da daha önce hangi olaylarla ilgili kullanıldığını bulmak için Google, Labnol ya da Yandex’in tersine arama araçlarını kullanabilirsiniz.
4.Vaka ve ölüm sayılarını ana kaynaklardan kontrol edin.
Vaka sayıları, yetkililerin salgınların şiddetini ölçmek için kullandıkları sayılardır ve günden güne değişirler. Bu ortam, eski bilgilerin veya uydurma rakamların yayılmasını kolaylaştırır. Hastalıktan etkilenenlerin doğrulanmış sayılarını öğrenmek için, WHO’nun vaka raporlarına bakın.
5.Hastalık riskini küçümseme veya abartma girişimlerine dikkat edin.
Salgın dünyada yayıldıkça, enfeksiyonu önlemek ve tedavi etmek için bir çok öneri sosyal medyada yayılabilir. Hastalığın basit yöntemlerle kolayca atlatılacağını söyleyenler ile korku ve panik yaratanlar sosyal medya kullanıcılarının yanı sıra alanla ilgisi olmayan uzmanlar tarafından da dile getirilebilir. “Tuzlu su ile gargara yapmak virüsü dışarı atar” ya da “ne yapılırsa yapılsın salgın önlenemez” gibi sözde tavsiyelere karşı dikkatli olun. Salgın hastalıklarda konunun uzmanları enfeksiyon hastalıkları uzmanlarıdır. Bilim kurulları ya da bu uzmanların tavsiyelerine itibar edilmelidir. İşte alan dışından konuşanlara bir örnek:
6.Haberleri güvenilir, kimliği, kurumsallığı olan haber kuruluşları ve resmi kaynaklardan alın. Doğrulama platformlarını takip edin.
Resmi kaynaklar
Haber güvenirliği kriz dönemlerinde sağlıklı bilgi akışının sağlanması adına en önemli kamusal ihtiyaç olarak dikkat çekiyor. Bu dönemde resmi kurumlar farklı panik oluşmaması ve araştırmaların, soruşturmaların devam etmesi gibi nedenlerle bilgi verme konusunda yavaş kalabilir ya da ketum davranabilir. Bu yüzden ilk olarak sabırlı davranılması ve resmi kaynakların açıklamalarını beklemek gerekiyor. Resmi kaynakların internet siteleri ve sosyal medyada onaylı hesapları vardır. Bunların dışındaki şüpheli görsel, belge, açıklama iddialarına şüpheyle yaklaşın ve farklı kaynaklardan doğrulamaya çalışın.
Canlı yayınlar
Doğru bilgiyi ilk olarak resmi kaynakların canlı yayında yaptığı açıklamalardan edinmek gerekiyor. Televizyon ya da internetten yapılan bu yayınların değiştirilme, manipüle edilme ihtimali yoktur.
Güvenilir haber kuruluşları
Geleneksel olarak tanımlanan televizyon, gazete gibi haber kuruluşlarının kurumsal kültürü vardır. Profesyonel gazetecilerle çalışırlar ve kamu kaynaklarına ulaşma imkanları vardır. Bu nedenle bu kuruluşların ideolojik ve siyasi olarak uçta olmayanları yani tarafsız olma çabası içinde olanları, haber almak için tercihleriniz arasında olmalı. Bu kuruluşlar ve resmi kaynakların gerçek sosyal medya hesapları, şüpheli bilgileri doğrulamak için de yardımcı olur.
Sosyal Medya ve Güvenilir Kaynaklar
Sosyal medya ve Whatsapp gibi kapalı mesajlaşma uygulamaları, en çok bilgi kirliliğinin olduğu bilgi kaynaklarıdır. Burada takip ettiğiniz hesapları özenle seçin. Geleneksel medyanın ve resmi kaynakların onaylı (mavi tikli) hesaplarını takip edin. Anonim yani kimin kullandığı belli olmayan, takma adla açılmış hesaplara şüpheyle yaklaşın. Gerçek kişileri takip edin. Çünkü gerçek kişiler sürekli yanlış bilgi vermekten kaçınır. Takip ettiğiniz gerçek kişilerin geçmişini iyi kontrol edin. Sürekli yanlış bilgi, uydurulmuş haber paylaşan kişi ve hesapları takip etmeyin ve onların paylaşımlarının yayılmasına katkı sağlamayın.
Doğrulama Platformları
Doğrulama platformları özellikle internet ve sosyal medyadaki yanlış ve uydurma haberler, iddialarla ilgili farklı yöntemler kullanarak ve kanıtlarını ortaya koyarak doğruluk kontrolü yapar. Türkiye’de sayıları az olsa da bu doğrulama platformları önemli bir görev üstleniyor. Doğruluğu Ne?, Malumatfuruş, Teyit, Doğruluk Payı, Yalansavar gibi girişimlerin mümkünse hepsini sosyal medyada takip edin.
Unutmayın; kriz dönemlerinde yanlış bilgi size ve içinde yaşadığınız topluma büyük zararlar verebilir. Bu yüzden özellikle sosyal medyayı yavaş kullanın. Her karşılaştığınız bilgiyi paylaşmayın. Gerekirse bir kaç saat, bir gün bekleyin ve iddiaların doğruluğunu yukarıda belirttiğimiz araçlar ve yöntemlerle kontrol edin.
En önemlisi bunların hepsinin ortak noktası, şüpheci ve sakin olun. Panik, korku, öfke yani duygusal hareket etmek ve şüphe duymamak sizi yanlış bilgiyi üretenlerin hedefi haline getirir.