İtalyan Doktor Stefano Montanari’nin Aşı İddiaları



Türkiye’de bir doktor Twitter hesabından yaptığı paylaşımda İtalyan Dr. Stefano Montanari’nin, “Hızla mutasyona uğrayan, antikor oluşturmayan koronavirüse karşı aşı hiçbir işe yaramaz. Teknik olarak mümkün değil. Koronavirüse karşı aşı diye tutturmaları tam bir küresel sahtekarlık dedi. Dünyanın en önemli bilim adamları da aynı görüşte” dediğini iddia etti. Paylaşım 3 bine yakın beğeni aldı.

Biografisinde Kayseri Dünyam Hastanesinde çalıştığı bilgisi yer alan Dr. Nail Ersöz’ün bu hastanede çalıştığı doğru ancak enfeksiyon hastalıkları konusunda uzman değil.

Ersöz’ün paylaşımındaki ifadeleri anahtar kelimelerle araştırdığımızda İtalyan doktorun bu ifadeleri kullandığının doğru olduğu görülüyor ancak daha önce de sahte bilgiler yaydığı anlaşılan Montanari’nin iddiaları doğru değil.

Youtube’da yayınlanan bir videoda Montanari, çok sayıda iddiayı dile getiriyor.

Koronavirüs aşısının etkili olmayacağı iddiası

Montanari Covid-19 aşısının etkili olsa bile etkisi uzun sürmeyeceğini çünkü virüsün sürekli mutasyona uğradığını öne sürüyor ancak bu tam olarak doğru değil.

Tüm virüsler mutasyona uğrayabilir ve Covid-19 da mutasyona uğrayanlardan biri fakat bu aşının etkisiz olacağı anlamına gelmiyor. Virüs, aşıya dirençli hale gelmek için evrimleşebilir ancak bu süreç genellikle uzun yıllar alır. RNA virüslerine (Covid-19 gibi) ya da bilinen adlarıyla sarı humma, kızamık ve kabakulak virüslerine karşı aşılar, geçen yüzyılın 30’lu ve 70’li yıllarında geliştirildi ve hala da oldukça etkili. Üstelik bu virüsler, koronavirüslerden daha çabuk ve hızlı mutasyona uğrar.

Aşı bağışıklığının azalması ya hep ya hiç olayı değildir; çığır açan bir enfeksiyon bile genellikle hastalığın çok daha az şiddetli semptomlarına yol açar.

SARS-CoV-2’nin en yaygın türleri olan “S” ve “L” türleri %99.993 oranda aynıdır ve aralarındaki fark sadece iki mutasyondur. Bu nedenle, koronavirüsün bir türü için tasarlanan aşının diğerine karşı koruma sağlaması muhtemeldir. Bu nedenle, bilim adamları mümkün olduğunca yayılan virüsle eşleşecek şekilde bir aşı bulmaya çalışıyorlar.

İlgili İçerik  Umreden Dönen Bir Kişinin Polise Tükürerek Koronavirüs Bulaştırmak İstediği İddiası

Aşı etkinliğinin süresini etkileyen bir diğer faktör de antikorların ömrüdür. Covid 19’a karşı vücudun antikor oluşturmadığı iddiası doğru değil. Hastalığı geçiren insanlardan alınan plazmalar hastalığın tedavisinde kullanılıyor fakat antikorun etkisi de kişiye göre değişiyor. Çünkü hastalığı geçirenlerin düşük oranda da olsa yeniden Covid-19’a yakalandığı vakalar bulunuyor.

Çin’de Haziran ayında açıklanan bir araştırma bağışıklık sisteminin ürettiği antikorların en fazla iki-üç ay içinde kanda kaldığını ortaya koydu fakat bu hastalığa kesinlikle yeniden yakalanılacağı anlamına gelmiyor. Belçikalı Virolog Dr. Yves Van Laethem, çalışmada hücre bağışıklık belleğinin göz önüne alınmadığını söyledi.

Antikorların hızla azalmasının ya da kaybolmalarının vücudun savunmasız kaldığı anlamına gelmediğini belirten Dr. Leathem bağışıklık sisteminin belleğini, “Diğer araçlar virüsle savaşabilir, özellikle de bellek hücreleri. Antikorlar bazı lenfositler (B hücreleri) tarafından üretilir ve bunlardan bazıları bellek görevi görür. Bu şekilde vücut aynı tip antikoru aylar veya yıllar sonra tekrar yapabilme yeteneğini depolar” sözleriyle anlattı.

Aynı şekilde T hücrelerinin de enfeksiyon sonrasında kanda yıllar boyunca kalabildikleri için bağışıklık sisteminin “uzun dönemli hafıza” sistemine yardımcı olup, vücudun daha önce karşılaştığı bir virüse karşı etkili bir şekilde tepki vermesini sağladığı biliniyor. Birçok araştırma, Covid-19’a yakalanmış kişilerin, semptom göstersin veya göstermesin, virüsü hedef alacak T hücrelerine sahip olduğunu ortaya koydu.

Şu ana kadar üçüncü aşama denemelerini tamamlayan ve yüzbinlerce gönüllü üzerinde denenen 5 ayrı aşı çalışmasında, aşının virüse karşı bağışıklık sağladığı kanıtlandı.

Yapılan doğruluk kontrolü sonunda Covid-19’un antikor oluşturmadığı, mutasyona uğraması nedeniyle aşıların etkisiz kalacağı iddiasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

Not: Analizde başvurduğumuz kaynaklara ve kanıtlara yazı içindeki linklerden ulaşabilirsiniz.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Mütercim-Tercümanlık bölümünde öğrenim görüyor. Yeni medya, tarih ve kültür alanlarına ilgi duyuyor. Doğruluğu Ne? platformunda araştırma ve çeviri editörü olarak görev yapıyor.