Facebook’un Doğrulama Platformlarıyla Tartışmalı Ortaklığı

Facebook’un Daily Caller tarafından finanse edilen bir web sitesi ile tartışmalı doğruluk kontrolü ortaklığı…

Sahte haberlerin yayılmasını durdurmaya çalışırken, sosyal medya yeni sorunlar yarattı.

Aaron Rupar – Vox (6 Mayıs 2019)

Facebook, 2016 başkanlık kampanyası sırasında platformda sahte haberlerin yayılmasının neredeyse felaketi olduğunu biliyor. Bu yüzden eleştirileri azaltmak amacıyla platformundaki yayıncıları kontrol etmek için üçüncü taraf medya kuruluşlarıyla ortaklık yapmayı seçti. Bu mantıklı ancak Tucker Carlson tarafından kurulan sağ eğilimli bir haber kuruluşu tarafından finanse edilen yeni bir doğruluk kontrolü grubu da dahil olmak üzere ortaklardan bazılarının seçimi, daha fazla eleştiriye neden oldu.

Geçtiğimiz hafta, Facebook, şu anda çalıştığı 6 üçüncü taraf kuruluştan biri olarak, beyaz milliyetçilerle olan bağları ile tanınan, sağcı Daily Caller’ın bir yan kuruluşu olan ve şu anda Amerikalı kullanıcılar için içerik kontrolü yapan Check Your Fact ile ortaklık kurduğunu açıkladı. Ortaklık, Daily Caller’ın bilim adamları arasında tartışmasız olan ancak sağcı medyada aynı şekilde görülmeyen iklim değişikliği gibi konularda editöryal tutumunun daha da fazla yanlış bilgi yayacağından duyulan endişe nedeniyle iklim gazetecilerinin yoğun eleştirilerine maruz kaldı.

Facebook sözcüsü Lauren Svensson verdiği bir röportajda ortaklığı savundu. Bütün doğruluk kontrolü gruplarının olduğu gibi Check Your Fact’in de Poynter’a bağlı olan Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı tarafından onaylandığını belirtti. Check Your Fact’in ana şirketinin sağcı eğilimleri sorulan Svennson, IFCN’nin sertifikasyon süreçlerine atıfta bulundu ve “doğruluk kontrolü grubu ortaklarıyla ilgili çeşitliliği olan bir sete sahip olduğumuza inanıyoruz. Check Your Fact, kendi adına, Daily Caller’dan bağımsız olarak çalışıyor ve tam doğrulama yaptığının kayıtlarını sundu” dedi.

Gerçek şu ki, Facebook’un kârlılığına zarar verebilecek bir sahte haber sorunu var ama aynı zamanda bu siyasi bir sorun. Facebook, The Daily Caller gibi popüler ama itibarsız web sitelerine güvenmiyorsa, platformu kullanan Cumhuriyetçileri kızdırma riski ortaya çıkıyor. Ancak, bu tür sitelere güvenerek platform risk alıyor ve sahte haber sorunu devam ediyor.

 

Timothy B. Lee’nin 2016 seçimlerinden sonraki Vox Günleri için açıkladığı gibi sahte haberler başkanlık kampanyası sırasında Facebook’ta büyük bir sorun oluşturdu. Lee, şunları söylemişti:

“2016 yılı boyunca, Facebook kullanıcıları Papa’nın Donald Trump’ı onayladığı, Hillary Clinton’a karşı tanıklık etmeyi kabul ettikten sonra demokrat bir teknisyenin öldürüldüğü (hiç olmadı), Bill Clinton’ın 13 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği gibi (tamamen uydurulmuş) diğer birçok tamamen sahte haber hikayelerine maruz kaldı. Facebook’un algoritması “katılımı” öncelediği ve okuyucuların ilgisini çekmenin garantili bir yolu, onların sevmedikleri politikacılar hakkında çirkin saçmalıklar yaymak olduğu için bu tür hikayeler Facebook üzerinden hızlıca yayılıyor.

İlgili İçerik  Komplo teorilerine kim, ne kadar inanıyor?

Yüksek düzeyli kongre oturumları da dahil olmak üzere çok sayıda kamu incelemesinden sonra Facebook, seçimin ardından Associated Press, FactCheck.org, Lead Stroies, PolitiFact ve Science Feedback gibi haber kuruluşlarıyla yayıncıların doğrulanması için ortaklık kurmaya başladı. Hepsi partizan olmama ve doğruluk konusunda üne sahip yayın kuruluşlarıydı.

Ancak sahte haberler bastırılmaya çalışılırken, Cumhuriyetçiler sağ eğilimli haberlerin, fikirlerin ve politikacıların bazen tasfiye edildiğini fark etti. Sadece Facebook ve YouTube gibi platformlardaki popülaritesi nedeniyle komplo teorilerini aktif olarak yayan Alex Jones’a bakmak yeterli. Muhafazakarlar haksız yere hedeflendiklerinden şikayet etmeye başladı. Daha sonra Senatör Ted Cruz, muhafazakarlara karşı önyargı konusunda büyük teknolojiyi sorgulayan duruşmalar düzenledi.

Platformun liberallere karşı önyargılı olduğu iddialarına (çoğunlukla asılsız) karşı koymak için Facebook, sağcı sitelerle de ortaklık kurmaya başladı. Bu durum, Facebook’un sağ eğilimli kuruluşlarla birlikte liberallerin sitelerini kontrol etmek için ortak olmasının önünü açtı. Bazı liberal siteler “sahte” olarak işaretlendi ve böylece ilgili haberlerin erişimini yüzde 80’e kadar kısıtladı. Facebook’u düşündüren büyük sorun, liberal ve muhafazakar haber sitelerine zarar veren erişimdeki azalmalara rağmen, haber için ülkede hala en çok kullanılan platform olması.

Facebook’un doğruluk kontrolü için ortak olduğu ilk muhafazakar site, geçen Aralık ayında operasyonlarını durduran Weekly Standart’tı. Bu ortaklık, bitmeden üç ay önce, muhafazakar doğrulayıcıların liberal yayın organı Thinkprogress’ten bir makaleyi anlamsal gerekçelerle “sahte” olarak işaretlemesiyle tartışma kaynağı oldu. Vox’tan Zack Beauchamp’ın o sırada açıkladığı gibi, makalenin tezi tartışmasız doğruyken, başlık muhtemelen çok ileri gitti. Ancak Weekly Standard’ın sahte tanımından kaynaklanan ceza suçtan daha kötüydü: Erişim yüzde 80 kısılmıştı.

Aralık ayında Wall Street Journal, şu anda Facebook’un küresel politika şefi olarak hizmet veren ve şirketin “siyasi önyargı iddialarına karşı koruyucusu” olan George W. Bush’un eski Beyaz Saray Yardımcısı Joel Kaplan’ın geçen yıl Daily Caller ile ortak olmak için başarısız bir girişimde bulunduğunu bildirdi.

Bu yaz Kaplan, muhafazakarların Facebook’u yalnızca ana yayıncılarla çalışmakla suçlamasından sonra sağcı haber sitesi The Daily Caller’ın doğrulama bölümüyle platformu ortak olmaya zorladı. Muhafazakar eleştirmenler, bu yayınların yerleşik bir liberal önyargıya sahip olduğunu savundu. Kaplan, Daily Caller’ın kâr amacı gütmeyen Poynter Enstitüsü tarafından akredite edildiğini savundu. Tartışmalar, kuruluşun akreditasyonunu kaybettiği Kasım ayında sona erdi.

IFCN Direktörü Baybars Örsek, geçen Kasım ayında Check Your Fact’in Uluslar Arası Doğruluk Kontrolü Ağı’ndan, fon kaynaklarından birinin Daily Caller olduğunu bildirmedikleri için çıkarıldığını ancak düzenlemenin ardından bu yılın başında yeniden akredite olduğunu belirtti. Fakat Check Your Fact fon kaynakları hakkında şu an daha şeffaf olsa da bu fon kaynakları ve kendileri, IFCN’nin sertifikasyon sürecinin hesaba katmadığı sorunlu çıkar çatışmalarını ortaya koyuyor.

İlgili İçerik  Sosyal Medyayı Daha İyi Anlamanızı Sağlayacak Yayınlar

Facebook, doğrulayıcıları nasıl seçiyor?

Facebook’un tüm doğrulama ortakları Poynter Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı (IFCN) tarafından onaylanıyor. Poynter, başvuranları “partizanlık ve adalet”, “kaynakların şeffaflığı”, “finansman ve organizasyonun şeffaflığı”, “metodolojinin şeffaflığı” ve “açık bir dürüst düzeltme politikası” gibi bir dizi kritere dayanarak değerlendiriyor.

Facebook ile ortaklık için IFCN sertifikası bir zorunluluk ancak bir site onaylandıktan sonra onunla ortak çalışma kararı vermek Facebook’a bırakılıyor. Şu anda küresel olarak IFCN sertifikasına sahip 62 kuruluş var ancak Facebook sadece ABD’de 6 grup ile çalışıyor.

Facebook Sözcüsü Svensson, “Facebook’ta içeriğin doğruluğundan sorumlu olmamız gerektiğine inanmıyoruz. IFCN’nin onayladığı doğrulayıcıların güvenilirliğine inanıyoruz” dedi. Bununla birlikte, özellikle IFCN’nin sertifikasyon kriterleri, çıkar çatışmalarını içermiyor. Bu, iklim gazetecilerinin Check Your Fact konusunda artan endişelerinden birinin nedeni.

Prwatch tarafından geçen ay yayınlanan bir rapora göre, Charles Koch Vakfı, 2016’da Daily Caller News Foundation’ın gelirlerinin yüzde 83’ünü oluşturuyor ve Daily Caller News Foundation, Check Your Fact’s doğrulayıcılarından bazılarına iş imkanı sağlıyor. Greenpeace, Koch Aile Vakıflarının 1997’den 2017’ye kadar iklim değişikliği bilim ve politika çözümlerine saldıran gruplara 127 milyon dolardan fazla finansman desteği sağladığını bildirdi. Bu çıkar çatışması, Check Your Fact’in doğruluk kontrolünün, Facebook’taki iklim değişikliği haberciliği üzerinde caydırıcı etkisi olabileceğine dair kaygıları arttırdı.

Önde gelen klimatologlardan Michael Mann Thinkprogress’e verdiği demeçte, “Facebook’un iklim değişikliği reddini teşvik eden Koch tarafından finanse edilen bir kuruluşla işbirliği yapması korkunç. Facebook bu organizasyonla işbirliğini sonlandırmalıdır” dedi. Facebook, doğruluk kontrolü konusunda grupların çeşitliliğini istiyor fakat Media Bias/Fact Check’e göre şu anda Facebook’un ABD’deki doğruluk kontrolü ortaklarından hiçbiri sol eğilimli değil ve Check Your Fact merkez sağ olarak değerlendirilenlerden sadece biri. Facebook aslında muhafazakarların ortaya koyduğu ana akım haber merkezlerinin liberal bir önyargıya sahip olduğu ve muhafazakarların süreçte özel olarak dikkate alınması gerektiği argümanını kabul etmiş oluyor.

Tam anlamıyla doğruluk kontrollerine sahip olmak, doğrulayıcının önyargısız olduğu anlamına gelmiyor. Check Your Fact’in internet sitesinde “partizan değildir. İnsanlar ya da partilere bağlılığı yoktur. Sadece gerçek…” yazıyor. Gerçekten de Check Your Fact’in web sitesinin incelenmesi, sitenin doğrulamalarında gerçekte yanlış bir şey olduğunu göstermez, ancak doğruluğunu kontrol etmeyi seçtiği hikayeleri kendi önyargılarıyla ortaya koymaktadır.

İlgili İçerik  Çin'in Tek Çocuk Politikası ve Sonuçları

Örneğin, 30 Nisan’dan itibaren sitenin ana sayfası, Mevcut Başkan Donald Trump’ın, ana akım doğrulayıcıların konu edindiği 10 bini aşan yanlış veya yanıltıcı iddiasından ziyade Hillary Clinton tarafından yapılan açıklamaları daha fazla doğruladığını ortaya koyuyor. Örneğin; “Doğruluk kontrolü: Hillary Clinton bir zamanlar demokratik seçmenlerin “sadece aptal” olduğunu söyledi mi?” Site, Clinton’un şimdiye kadar bunu söylediğiyle ilgili hiçbir kanıt olmadığını belirtiyor.

Scott Waldman’ın kısa bir süre önce E&E Haberleri için ayrıntılı olarak anlattığı gibi Check Your Fact, Trump’ın son zamanlarda kansere neden olan rüzgar türbinleri gibi iddialarının doğrulanmasında ana akım olmayan sesleri yükseltiyor. Facebook’un doğruluk kontrolüyle ilgili sorunlarının Daily Caller ile ortaklığından daha derine indiğine dair göstergeler var. Şubat ayında, Facebook ile çalışan sitelerden biri olan Snopes, ortaklığını sona erdirdiğini açıkladı. Bu duyurudan iki ay önce Guardian, bu kararı almalarına neden olabilecek bazı hayal kırıklıkları olduğunu yazdı:  “Facebook’un mevcut ve eski doğrulayıcıları, Guardian’a, teknoloji platformunun dışardaki muhabirlerle olan işbirliğinin minimum sonuç verdiğini ve Facebook’a olan güvenlerini kaybettiklerini ve bu nedenle çalışmalarının etkileri hakkında anlamlı veriler yayınlamayı defalarca reddettiklerini söyledi.

Sahte haber hastalığı kötüdür. Ancak Facebook’un denediği tedaviler kendi yan etkilerine sahip. Facebook zor bir durumla karşı karşıya olduğunu biliyor. Değerinin büyük bir kısmı, bu kadar geniş bir kullanıcı tabanına (liberal veya muhafazakar, yaşlı veya genç) sahip olması ve bu kullanıcılardan para kazanabilmesiyle oluşuyor. Yanlış bilginin yaygınlığı, Facebook’un hayatta kalma yeteneğini ciddi şekilde tehdit ediyor ancak internetin nasıl çalıştığına dair sağlam bir kavrayışa sahip olmayan Cumhuriyetçi politikacıların potansiyel düzenlemeleri de öyle. Facebook, sağcı bir doğrulama organizasyonuyla ortaklık kurarak, muhafazakar argümanlara prim veriyor. Ancak liberal siteleri dahil etmeyerek, aynı zamanda ana akım kuruluşların liberal bir önyargıya sahip olduğunu, ki bu net değildir, savunuyor.

Facebook’un birçok yönden zor bir yıl geçirdiğine şüphe yok. Piyasa değeri geçen yaz yaklaşık 120 milyar dolar düştü, bir dizi güvenlik ihlali yaşadı ve soykırımı kışkırtmaya yardım etmekle suçlandı. Bazı yönlerden, TED Cruz’u yatıştırmak için sağ eğilimli bir doğruluk kontrolü organizasyonu teklif etmek endişelerinin en küçüğü gibi görünüyor. Ancak, haber kuruluşlarının internet yoluyla çok fazla haber alınan bir çağda hayatta kalması daha büyük bir endişe kaynağı. Muhafazakar eleştirmenlere tepki verme şekli, hangilerinin kendi yaşamlarını sürdürme konusunda en yararlı olduğu hakkında çok şey söylüyor.

 

Çeviri: Selman Selim Akyüz

Not: Makalenin çevirisinde konu bütünlüğüne bağlı kalarak özetleme yapılmıştır.

Doğruluğu Ne? Editör Ekibi